Süt endüstrisindeki en saygın genetik uzmanlarından ikisi olan WorldWide Sires’ın Global Dairy Solutions ekibinden Larry Allan Schirm ve Genetik Destek Uzmanı Ashley Waymire tarafından kaleme alınan bu makaleyi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Global Dairy Solutions ekibinin katkılarıyla hazırlanan bu değerli içerik, dünya genelindeki işletmelerin genetik ihtiyaçlarını ve hedeflerini ele alarak, sürünüzün gelecekteki başarısını optimize etmenize yardımcı olacak stratejiler sunmaktadır.
Süt sığırlarının gelecekteki başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri genetik yapıdır. Genetik, doğru şekilde yönetildiğinde sürünün gelecekteki performansını optimize etmeye olanak tanır. Ancak, tüm genetik özellikler eşit değildir; sürünün genetik ilerlemesini sınırlayabilecek düşük kaliteli genetik materyallerin ayıklanması kritik bir öneme sahiptir.

Genetik seleksiyon, belirli genetik özelliklerin ve genetik hatların sürünün geleceğinden çıkarılması sürecidir. Başka bir deyişle, hangi genetik özelliklerin bir sonraki nesle aktarılmayacağının belirlenmesi anlamına gelir. Bu süreç, hangi genetik hatların gelecek nesillere taşınması gerektiğinin seçilmesiyle gerçekleşir.
Genetik seleksiyon, belirlenmiş bir genetik strateji doğrultusunda bilinçli olarak uygulanır. Bir genetik strateji, hangi hayvan gruplarının bir sonraki nesli oluşturacağını ve sütçü boğa sperması ile tohumlanması gerektiğini belirleyen bir plandır. Genetik stratejiler genellikle yaş faktörüne dayanır; genç düveler cinsiyetlendirilmiş sperma ile tohumlanır ve gelecekteki genetik hattın kaynağı olarak görülür. Ancak yaş, tek başına en iyi hayvanları belirlemek için yeterli bir kriter değildir. Sütçü işletmeleri, genetik üstünlüğe sahip daha yaşlı inekleri de dikkate alarak daha bilinçli seçimler yapabilirler. Gelecek nesilleri oluşturacak hayvanları yalnızca yaşlarına göre değil, genetik endekslerine göre sıralamak, sürünün genetik gelişimini maksimize etmek için daha etkili bir yöntemdir.

Bu noktada, işletmelerin şu soruları sorması gerekir: Süt pazarı gelir yapısı nasıl şekilleniyor? Kârı belirleyen ana faktörler yağ ve protein içeriği mi? Düşük somatik hücre sayısına dayalı kalite teşvikleri var mı? Bunların yanı sıra, sürünün genetik potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkaramayan yönetim zorlukları nelerdir? Bu faktörleri belirlemek bazen karmaşık olabilir, ancak iyi bir başlangıç noktası, sürüden zorunlu olarak çıkarılan veya kaybedilen hayvanların başlıca sebeplerini incelemektir. Örneğin, sürüde üreme problemleri nedeniyle yüksek oranda hayvan kaybı yaşanıyor mu? Mastitis veya topallık gibi sağlık sorunları yaygın mı? Bu gibi performans göstergeleri, genetik stratejinizi oluştururken dikkate alınması gereken kritik unsurlardır.
Genetik seleksiyon sürecinde, genetik olarak en iyi bireyler belirlendikten sonra, cinsiyetlendirilmiş sperma ve embriyo transferi gibi ileri üreme teknolojileri en yüksek genetik değere sahip hayvanlar için ayrılmalıdır. Aynı zamanda, düşük genetik potansiyele sahip düvelerin sürüye katılmasını önlemek ve bu hayvanları sürü dışına çıkarmak önemlidir. Fazla düveleri satmak için, genetik stratejinin gereksinimlerini göz önünde bulunduran bir liste hazırlanmalıdır.
Bir sürünün genetik stratejiye göre segmentlere ayrılması, düşük genetik değere sahip hayvanların sürüde çoğalmasını önlerken, en yüksek genetik kaliteye sahip dişilerin etkin bir şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu genetik yönetim süreci, işletmenin ihtiyaçlarına ve belirlediği genetik indekslere en uygun neslin oluşturulmasını sağlayarak, daha kârlı ve verimli bir sürü oluşturmanın temelini atar.
Bu makale, WorldWide Sires ve Global Dairy Solutions ekibinden Larry Allan Schirm ve Ashley Waymire tarafından hazırlanmıştır.